Research Article
BibTex RIS Cite

İslâm’da Sermaye Birikimi: İlgili Hadislerin Güncel Bir Okuması

Year 2017, Volume: 15 Issue: 2, 85 - 113, 30.12.2017

Abstract

İslâm dini getirdiği esaslarla Müslüman toplumun hayatın her alanında ilerlemesi ve

başarılı olması için gerekli yol haritalarını sunmuştur. Nebevî beyanlar, ibadet ve ahlâk sahalarının

yanında sosyal ve ekonomik sahalarda da bu açıdan pek çok önemli mesajı

içermektedirler. Bu makalede bir bahçe sahibinin ilâhî ikrâma mazhar olmasına vesile olan

örnek davranış modelinin zikredildiği çok yönlü bir rivayet merkezinde iktisâdî öğretiler

içeren hadisler, çeşitli açılardan tahlil edilmektedir. Üretimin ve bu üretim sonucu kazanılan

gelirin tüketimde itidâl, infakta itidâl ve tasarruf ilkeleri gözetilerek uygun bir

paylaşıma tâbi tutulmasının fert ve toplum planında hayata geçirilmesi, sosyal ve ekonomik

sahada Müslüman toplumun gelişmesine büyük katkılarda bulunmaktadır. Zira toplumun

ihtiyaç duyduğu yatırımların finansmanı ancak başarılı bir sermaye birikimi süreci ile

mümkündür. Makalede öncelikle mezkûr serlevha hadisin tahrici yapılmış, hadis

şerhlerinde yer alan bilgiler değerlendirilmiş, ardından hadisin iktisat zaviyesinden bir

tahlili yapılmış, daha sonra konuyla ilgili hadislerin güncel bir okuması yapılarak bahsi

geçen ilkeler, ilgili ayet ve hadislerle bütünlük içinde ve iktisâdî perspektif de dikkate alınarak

incelenmiş ve günümüzün önemli bir meselesiyle irtibatları araştırılmıştır.

References

  • İbn Kesîr, Ebü’l-Fida İmâduddîn İsmâ‘îl (h. 774), Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azîm, Beyrut: Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî 1969, II, 181-182.
Year 2017, Volume: 15 Issue: 2, 85 - 113, 30.12.2017

Abstract

References

  • İbn Kesîr, Ebü’l-Fida İmâduddîn İsmâ‘îl (h. 774), Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azîm, Beyrut: Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî 1969, II, 181-182.
There are 1 citations in total.

Details

Primary Language Turkish
Journal Section Articles
Authors

Mehmet Ali Çalgan

Publication Date December 30, 2017
Published in Issue Year 2017 Volume: 15 Issue: 2

Cite

APA Çalgan, M. A. (2017). İslâm’da Sermaye Birikimi: İlgili Hadislerin Güncel Bir Okuması. Hadis Tetkikleri Dergisi, 15(2), 85-113.
AMA Çalgan MA. İslâm’da Sermaye Birikimi: İlgili Hadislerin Güncel Bir Okuması. HTD. December 2017;15(2):85-113.
Chicago Çalgan, Mehmet Ali. “İslâm’da Sermaye Birikimi: İlgili Hadislerin Güncel Bir Okuması”. Hadis Tetkikleri Dergisi 15, no. 2 (December 2017): 85-113.
EndNote Çalgan MA (December 1, 2017) İslâm’da Sermaye Birikimi: İlgili Hadislerin Güncel Bir Okuması. Hadis Tetkikleri Dergisi 15 2 85–113.
IEEE M. A. Çalgan, “İslâm’da Sermaye Birikimi: İlgili Hadislerin Güncel Bir Okuması”, HTD, vol. 15, no. 2, pp. 85–113, 2017.
ISNAD Çalgan, Mehmet Ali. “İslâm’da Sermaye Birikimi: İlgili Hadislerin Güncel Bir Okuması”. Hadis Tetkikleri Dergisi 15/2 (December 2017), 85-113.
JAMA Çalgan MA. İslâm’da Sermaye Birikimi: İlgili Hadislerin Güncel Bir Okuması. HTD. 2017;15:85–113.
MLA Çalgan, Mehmet Ali. “İslâm’da Sermaye Birikimi: İlgili Hadislerin Güncel Bir Okuması”. Hadis Tetkikleri Dergisi, vol. 15, no. 2, 2017, pp. 85-113.
Vancouver Çalgan MA. İslâm’da Sermaye Birikimi: İlgili Hadislerin Güncel Bir Okuması. HTD. 2017;15(2):85-113.

İlim Tasavvurumuz Üzerine…

İslâm ilim geleneği, ihtiva ve temsil ettiği zâhirî, aklî, felsefî ve irfânî zenginliği ile küllî bir gerçekliği yansıtmaktadır. Söz konusu zenginlik alanlarının her birisi meşrûiyyetini, kendi usûlü dairesinde hakikat arayışı süreci içerisinde bulunuşuyla temellendirmektedir. Başlı başlarına müstakil birer ilim dalı olmaları ve bunun neticesinde tarifi, gayesi ve mesâili itibariyle sınırları belirgin olsa da, ortak bir tasavvura aracılık etmeleri dolayısıyla kaçınılmaz biçimde, bünyesinde sair ilimlerle kendi zaviyelerinden müştereklikler barındırır. Ne var ki, kendine has mesâildeki farklılaşmalar, bütünün temsil ettiği küllî tasavvurun varlığına engel değildir.
Geçmişte ve günümüzde, geleneğin bu yönü gözden kaçırıldığında, ilimler arası irtibat, sözü edilen müştereklikler üzerinden değil, ayrışmalardan hareketle kurulmaya çalışılmıştır. Esasen İslâm ilim geleneğini, ilimler arası iç çekişmelerin ve tartışmaların odağı olarak görmek böyle bir yaklaşım neticesinde ortaya çıkmıştır. Kadîm ilim geleneğimizi fikrî karışıklığın odağı olarak görme zafiyetini sadece şarkiyat geleneğinin bir refleksi imiş gibi kabul etmek kolaycı bir yaklaşımdır. Şarkiyat geleneği ‘ötekinin duruşunu’ temsil ettiği için dikkate alınması ve zafiyetlerine odaklanılması gereken, ‘öteki’lerin dışında kalanlar, yani ‘biz’ olmalıyız.
İlim ehli taifeyi teşkil eden bizlerin bu süreçte yapması gereken, dışardan ve çatışma odaklı yaklaşımı bir yana bırakıp; kendilerini İslâm tasavvurunu zayıflatmaya adamış kişilerin yöntemlerinin üst dilini keşfederek, benzer hatalara düşmekten kurtulmak, muhtelif ilimleri aynı müştereklikte cem eden kadîm geleneğimizin üst tasavvuruna odaklanmaktır.
İslâm toplumu olarak, fikrî hamlemizi gerçekleştirmemiz, körü körüne taklîdi bir yana bırakıp, bize ait değerler manzumemizi keşfetmemize bağlıdır. Modern çağın bilgi üzerindeki bizi kuşatan tahakkümü ve kendi değerlerini bize taşıyan imkânlarını ‘mihengimize’ vurmadan özümseme, bizi sürekli olarak kimliğimizden uzaklaştırmaktadır. Günümüzde öğrendiğimiz en önemli esas, ‘bilginin/ma‘lûmâtın’ kutsallığı iddiasıdır. Oysa her dönemde, mukaddes olan hakikat ve ma‘rifettir. Bir başka ifade ile varlığımız meşrûiyyetini bilgi peşinde koşmamızdan değil, hakikat yolcusu olmamızdan almalıdır.
Doğru yanlış her türlü bilginin kutsanması sebebiyledir ki, arama motorları ve sosyal medya plâtformaları üzerinden paylaşılan veriler, tıpkı, geçmişte ilimler ve ilim ehli arasında sadece ma‘lûmâta odaklanıldığında, ilimler arasındaki müşterek zeminin fark edilememesi ve İslâm tarihinin çatışmalar tarihi şeklinde algılanması gibi, bir ölçüye vurulmaksızın yaygınlığı nisbetinde doğru ve tayin edici bir konum ihrâz etmiştir. Bizler geçmişin ve günümüzün tecrübesinden istifade ederek, tekrar aynı hataya düşmediğimizden emin olmalıyız.
Şu halde, ilim ehline düşen, öncelikle ilimlerin usûlleri ve telif tarzlarının müşterekliğini temin eden ‘üst dilini’; bir başka ifade ile ‘küllî tasavvurunu’ keşfe yönelik gayretlerini arttırmaktır. İlmin bugünkü temsilcilerinin, İlâhî hakîkati zâhirî, aklî, rûhî, kalbî, irfânî plânda idrak için ömür tüketen geçmiş âlim, hakîm ve ârifler ile eserler üzerinden bağ kurmak suretiyle, onların arayış tecrübelerinden istifade etmeleri, ilimleri kuşatan küllî tasavvurun idrâkini mümkün kılacaktır. Bizi küllî tasavvura ulaştıracak olan vasıta, bazen dilin sunduğu imkânlar, bazen akıl, mantık ve felsefenin hâsıl ettiği kazanımlar, bazen de kalbin ve irfânî geleneğin ulaştığı hakikatler olabilecektir.
Bütün bu hususların arayışı içerisinde olan, Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD) aracılığı ile de, bize ait duruşa ve müşterek tasavvuru keşfin zaruretine dikkat çekmeyi kaçınılmaz görüyoruz. Bir başka ifade ile, tedbirimizi alıp, tedârikimizi ikmâl ederek seyrimize devam etmenin mutlak ihtiyacımız olduğunu fark ederek, ‘cihet-i vahdemizi’ yeniden hatırlamalı, uydu olmaktan, ezilmişlikten kurtulmalı, kendimize ait usûl, ulemâ ve kitâbiyâta dönmeli, ilmî düşünüşümüzü yeniden ‘âlî tasavvurumuza’ uygun hâle getirmeliyiz.
Kırk ikinci sayımızla, akademik dergicilikte kemâle erdiğimizin göstergesi olarak, kesintisiz yayın hayatını sürdürerek, geride bıraktığımız ilk yirmi yılın ardından, Hadis Tetkikleri Dergisi’nin bu nüshasında; hadis ilimlerinin muhtelif alanlarında ilginizi çekecek tetkiklere yer verdik. İslâm coğrafyasının uzak diyarlarının tasavvurlarını bize sunan makaleler, eser tetkikleri, bilimsel etkinlik ve kitap tanıtımları bu sayımızda sizlerin ilgisine arz ettiğimiz içeriğimizdir.
Destekleriniz sayesinde muhteviyâtı daha da zenginleşecek olan Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD) işaret edilen hususlarda bize iletilen her türlü talebe açık olup, bütün imkânlarını kullanarak arzu edilen hususlarda yazarlarımızın yanında olmaya çalışacaktır.
Geride bıraktığımız yirmi yıl ve kırk iki sayı boyunca Hadis Tetkikleri Dergisi’ne (HTD) destek olan, sahip çıkan, bizleri cesaretlendiren, yazılarıyla bizi onurlandıran hayatta olan ve ahirete irtihal eden bütün hoca ve kardeşlerimize şükranlarımızı sunarken, bundan sonra da HTD’nin imkânlarının, araştırmacılarımızın hizmetinde olduğunu te’yîden ifade istiyoruz. Gelecek sayılarımızda görüşmek dileğiyle...
Saygılarımızla...

İbrahim HATİBOĞLU