İslam dünyasında hem
kelamî hem de sufî gelenek içerisinde önemli bir yere sahip olan Gazâlî, Orta
Çağ Avrupa’sında da dönemin önde gelen teolog ve filozofları tarafından tanınan
bir düşünürdür. XI. yüzyılda Batı’da başlayan çeviri hareketleriyle, öncelikle
tıp ve astronomiyle alakalı eserler, daha sonra ise felsefî/teolojik eserler
Latinceye çevrilmiştir. Gazâlî’nin Makâsıdu’l-Felâsife
adlı eseri de XII. yüzyılın üçüncü çeyreğinde, Gundissalinus tarafından De
philosophorum intentionibus adıyla Latinceye aktarılmıştır. Nitekim Gazâlî,
Makâsıdu’l-Felâsife’ye yazmış olduğu mukaddimede filozofların
görüşlerinin bir panoramasını çizeceğini ifade etmektedir. Haha sonra kaleme
almış olduğu Tehâfutu’l-Felâsife adlı eserde Gazâlî, filozofların
düşüncelerini sert bir eleştiriye tabi tutmuştur. Her ne kadar İslam dünyasında
filozofları eleştiren bir Gazâlî imajı hakim olmuşsa da bunun aksine, Orta Çağ
Avrupa’sında, filozofları takip eden bir Gazâlî algısı hakim olmuştur. Bu
çalışmamızda, birbirinden farklı iki algının kaynağı meselesini ele alacak ve
bunun nedenini ortaya koyacağız.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | October 31, 2017 |
Submission Date | October 31, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 2017 Issue: 34 |